
MİDYAT ESCORT BAYAN Alura Jenson, Amerika’da yaşayan, tarih ve kültüre tutkulu bir seyahat yazarıydı. Dünyanın birçok yerini gezmiş, farklı medeniyetlerin izlerini takip etmişti. Ancak Güneydoğu Anadolu’ya hiç gelmemişti. Midyat’ın benzersiz mimarisini, zengin kültürünü ve sıcakkanlı insanlarını görmek için bir aylık bir gezi planladı.
MİDYAT ESCORT BAYANLAR adım attığında, taş sokakların arasından yükselen ezan sesleri ve Süryani kiliselerinin çanları ona bambaşka bir dünyanın kapılarını açtı. Her sokak, her bina bir hikâye anlatıyordu. Ama onu asıl büyüleyen şey, gezisinin üçüncü gününde karşılaştığı kişi oldu.
Beklenmedik Karşılaşma
Alura, Mor Gabriel Manastırı’nı ziyaret ettikten sonra bir kafede kahve içmek için durdu. Kahvesini yudumlarken, dikkatini çeken bir adam gördü. Siyah saçları hafif dağınık, ela gözleri ise sıcaktı. Masasına oturduğunda, adamın ona doğru baktığını fark etti. Hafifçe gülümsedi.
Adam, Yavuz adında bir tarih araştırmacısıydı. Bölgedeki Süryani ve Osmanlı tarihine dair çalışmalar yapıyordu. Alura, onunla tanışınca tesadüf olmadığını hissetti. Yavuz, bölgeyi en iyi bilen insanlardan biriydi ve ona Midyat’ın bilinmeyen güzelliklerini göstermekten mutluluk duyacağını söyledi.
Tarihin İçinde Filizlenen Aşk
Sonraki günlerde Yavuz, MİDYAT ESKORT Alura’yı eski taş konaklara, dar sokaklara ve yüzyıllardır ayakta kalan manastırlara götürdü. Beraber Mor Behnam (Kırklar) Kilisesi’ni gezdiler, Deyrulzafaran Manastırı’nın büyüleyici atmosferinde sohbet ettiler. Güneşin batışını izledikleri bir gün, Alura kendini Midyat’a değil, Yavuz’a aşık olmuş gibi hissetti.
Yavuz da Alura’ya karşı boş değildi. Onun enerjisi, hayata bakışı ve farklı kültürleri keşfetme arzusu Yavuz’u büyülemişti. Günler geçtikçe, aralarındaki bağ güçlendi. Ancak Alura’nın gitme vakti yaklaşıyordu.
Kalmaya Değer Bir Aşk
Midyat’taki son gecesinde, MİDYAT ESCORT Alura taş bir konağın terasında Yavuz’la yıldızları izliyordu. İçinde büyük bir savaş vardı. Burada kalmak mı, yoksa her şeyin bir anı olarak kalmasına izin vermek mi?
Yavuz, elini tutarak ona sordu:
“Gittiğinde gerçekten mutlu olacak mısın?”
Alura, gözlerinde beliren yaşları saklamaya çalışarak cevapladı:
“Hayır…”
Ve o an kararını verdi. Midyat’a sadece gezmeye gelmişti ama buraya ait hissediyordu. En önemlisi, burada sevdiği adam vardı.
Sonuç
Alura, gezgin ruhuna rağmen ilk defa bir yerde kalmaya karar verdi. Midyat’ın mistik taş sokakları, ona aşkı getirmişti. Artık burası onun yeni evi olmuştu.
Bu kadim şehir, bir aşk hikâyesine daha tanıklık etmişti.